Bir adam, bilinçsiz bir şekilde yattığı tarlada gözlerini açtığında, etrafındaki dünyaya yabancı olduğunu fark eder. Sorun şudur ki şu anda nerede olduğunu bilmiyordur. Dahası ise hafızası tamamen silinmiş gibidir. Gözleri ilk başta boş bir gökyüzüne kilitlenir, ardından etrafını çevreleyen uçsuz bucaksız yeşilliklere kayar. Her şey, üzerine çöken bu büyük belirsizlik kadar sessiz ve hareketsizdir. Yavaşça ayağa kalkar, vücudundaki her kas acı çeker, ancak zihninde bir cevap bulma arzusu onu ileriye iter. Adını bile hatırlamayan bir adam olarak, neden burada olduğunu, ne aradığını ya da nereye gitmesi gerektiğini anlamaya çalışır.